The drawing produced by excavating the ‘Fener Dissolve’ video.
Video çalışması, mekanın artık salt gözün algıladığı; sınırları olan; önceden etiketlenmiş bir yer olmaktan çıkarıp, rasyonel olmayan; bilinmeyen; henüz keşfedilmemiş yeni geçişli mekanlar (!) üretilebileceğini gösteriyor. Belki de odaklanmış olan bakışlarımızdan bizi kurtarıp, çevre ile; yeni olasılıklarla görmemize olanak sağlıyor. Bu yönüyle Fener’in bizim her zaman bildiğimiz bir yer olmadığını görüyoruz.
Videodan çizim üretiminde bu okumalar biraz daha güçleniyor. Videoda belki bize mekanı bildiğimiz hatırlatan nesnelerin fotoğraf görüntüleri sebebiyle yeri okumakta gene zayıf kalabiliyoruz. Simgeler, algının önüne geçiyor. Lakin çizim, yeri; sınırları net çizilmiş ve bitmiş olmaktan kurtarıyor diyebiliriz. Belki videoda farkına varmadığımız yeni geçişleri; yeni yerleri üretiyor olabilir. Videoda görsellik üzerine kurulu algı, çizimde belki görselliğin algısını bildiğimiz boyuttan çıkarıyor.
Çizimden üretilen makette ise mekan sürekli hareket halinde kendi yeni mekanlarını sentezliyor. Görselliğin kırıldığı ve dokunma duyusunun öne çıkmaya başladığını gözlemliyoruz. Yerin üzene giydirilmiş örtülerin kaldırıldığında, kendisinin ne kadar çok şey söyleyebilidiğinin ; ne kadar geçirimli olduğunun; hücre gibi sürekli bölünüp çoğalabildiğinin bir anlatım şekli de bu olsa gerek. Her farklı açıdan bakış, yeni bir yer gösteriyor bize.